İstanbul Coffee Festival

İstanbul Coffee Festival

via

İstanbul yılın en güzel aylarını yaşıyor. Hemen hemen her hafta bir festival şehrin stresini koşturmacasını alıp dinlenme molası verdirtiyor. Geçtiğimiz hafta Küçükçiftlik Park dört gün boyunca 'Kahve Festivali' ne ev sahipliği yaptı. İstanbul Coffee Festival, bu yıl tam üçüncüsü ile şehrin kalbinde dünyanın farklı bölgelerinden gelen kahveler, butik kahve dükkanlarının lezzetleri ve sektörün duayenleri ile meraklılarına kahve keyfi yaşattı. İstanbul Coffee Festival 'in birinci ve son gününe katıldım.

Festival bu yıl katılımcı rekoru kırdı son gün giriş kuyruğu neredeyse Vodafone Arena'ya kadar uzanıyordu. Festivale erken geldiğim için neyseki bu kuyrukla cebelleşmedim :) Tanıdığım alıştığım tadların standlarını gezerken yepyeni tadlarla markalarla da tanıştım.

İlk gün workshoplarında İrem İre ile "Fotoğraf Çekme Atölyesi", Ola Persson'la "Discover How Creativity Reinvents Classics", Kazım Çelik'le "Kahve Tadında Deal Yaklaşım", Aslı Yaman'la "Esas Kör Tadıma Davetlisiniz", Özge Yücesoy'la "Çikolata Tadım ve Workshopu", Hazal Yılmaz'la "Çok Gezen Çok Kahve İçer" etkinlikleri vardı.

Etraftaki keyifli melodiler ve workshoplar festivali daha da eğlenceli hale getirdi. Sadece kahve standları değil hediyelik eşyadan tırnak süsleme alanlarına kadar festival havası yaratan standlar vardı.

Geçen yıl Avrupa'nın en büyük kahve festivali konumuna yükselen İstanbul Coffee Festival, bu yıl London Coffee Festival ile birlikte dünyanın en büyük iki festivalinden biri oldu.

Son gün son ziyaretimi Kurukahveci Mehmet Efendi'nin standında noktaladım. Zaten festivalin en büyük alanı onlara aitti. Kurukahveci Mehmet Efendi 'nin standı festivalde dikkat çeken en görkemli ve ilgi çeken standlardan birisi bence. Oturma alanları, sürekli özel fotoğraf çekme bölümleri tam bize göre.

Festivale gelip Türk Kahvesi içmeden gitmek olmazdı...

Açıkçası yerli bizden bir markanın bu kadar özenli bir hazırlıkla festivalde yer alması mutluluk verici. Kurukahveci Mehmet Efendi standında, onların alanını tasarlayan tasarımcılarla da tanışma fırsatım oldu. Design Soda adlı firmanın sahipleri 'Timuçin Güler' ve 'Zeki Tirek' ile sohbetim sırasında çalışmaları hakkında bilgi sahibi de oldum. Ortak noktamız güzellik oldu :) Daha önce Watsons ile katıldığım Chill Out ve Mind and Body gibi festivallerdeki o özenli festival standlarını da onlar tasarlamış. Hatta son günlerde İstanbul'da sürekli karşıma çıkan dev Coca Cola şişeleri de onların tasarımlarıymış. İş tasarım yaratıcılık olunca hemen dikkatimi çekiyor. Uzun uzun sohbet edip sorular soruyorum. Design Soda 'yı yakın markaja aldım bakalım daha nasıl tasarımlarla karşımıza çıkacaklar :)

Kısacası İstanbul Coffee Festival, benim için hem bilgilendirici hem de eğlenceli geçti.

Bu arada asıl konumuza dönecek olursak Festivale giderken hazırlanmamda en büyük yardımcım NAKED paletim, Kiss Haute Couture Trio kirpiklerim ve pembe nude rujum oldu. Kıyafet olarak festivallerde daha rahat bir tarz tercih ediyorum.

Yeni bir festivalde daha görüşmek üzere,

Login to comment

Follow us on